6 Eylül 2023 Çarşamba

Simyacı / Paulo Coelho / Kitap Yorumu #41

 














Endülüslü bir çoban olan Santiago’nun gördüğü rüyayla birlikte çıktığı macera ve hayat dersi dolu bir yolculuğu anlatan “Simyacı” kitabı hakkında…

Bu yazımda Brezilyalı roman ve söz yazarı olan Paulo Coelho’nun ünlü “Simyacı” adlı kitabını neden okumanız gerektiğinden ve kitabın genel akışından bahsedeceğim. Paulo Coelho’nun bu ünlü kitabını yıllar önce almıştım ve kütüphanemde sırasını bekliyordu. Bir şekilde araya kaynak yapmış olacak ki okuma fırsatını bulmuş oldum ben de. Bununla birlikte kitaptan beklentim oldukça düşük olacak ki, genelde çok ünlü kitaplar istenileni veremez, beni oldukça şaşırtan ve romandaki karakterlerin sözleriyle insanı içsel bir yolculuğa çıkartan bir kitap olduğunu söylemeliyim.

Simyacı Kitabının Konusu Ne?

Simyacı, Santiago adlı genç bir çobanın öyküsünü anlatan basit bir kitap gibi görünüyor başlangıçta. Ancak kitabı okumaya başladığınızda durumun bundan çok daha girift bir anlam içerdiğini görebiliyorsunuz diyebilirim.

Santiago, özgürlüğüne düşkün ve aynı zamanda da içsel yolculuğuna da odaklanmış bir çoban karakteri olarak karşımıza çıkıyor. Endülüs’te bir çoban olarak hayatını sürdüren Santiago, Mısır piramitlerinde hazinesini keşfettiği bir rüyayı birkaç defa üst üste görüyor. Bu rüya ile hayatındaki gizi bulması gerektiğini anlayan Simyacı adlı kitabın baş karakteri Santiago, hayatına giren kişilerle hem kendini hem de hayatın anlamını keşfetmek üzere bir yolculuğa çıkıyor.

Kitabın Düşündürdükleri

Simyacı tek bir hikaye üzerinden işleniyor gibi görünse de içerisindeki düşündürücü diyalogları ve masallarıyla aslında okuyucuyu felsefi bir düşünme biçimine de yönlendiriyor. Benim açımdan en çok işlenen temalar ise şu şekilde;

1-     Kişisel Keşif: Santiago rüyasının peşinden koşarken aynı zamanda okuyucuyu da içerisine alıyor ve kişinin kendi potansiyelini keşfetmesi, sorgulaması üzerine atıflarda bulunuyor.

2-     Kader ve Özgür İrade Çelişkisi: Paulo Coelho bu romanının büyük bir kısmında kader ve özgür irade kavramları üzerinde durmuş. Bunu okurken defalarca hissediyor ve bir ikilem arasında kalıyorsunuz. Baş karakterimiz Santiago da yolculuğu boyunca karşılaştığı kişilerle bu ikilem hakkında konuşuyor ve okuyucuyu düşünmeye zorluyor diyebilirim.

3-     Simyacılık ve Dönüşüm İlişkisi: Simyacılıkla ilgili bu kitaptan daha önce bazı şeyler duymuş veya okumuş olabilirsiniz. Ancak isminin tersine bu roman simyacılıktan daha çok bunu bir imge olarak kullanıyor ve aslında kişinin içsel dönüşümünü, olgunlaşmasını, kişi için önemli olan değerleri keşfetmesini vurguluyor.

Sonuç olarak Simyacı gerçek anlamda benim için sadece bir romandan olmaktan öteye geçti diyebilirim. İçerisindeki aforizmalarla beni sürekli olarak felsefi düşünürlerin söylediklerine yönlendirdi ve zaman zaman okumaya ara verip evdeki duvarlara bakarak dakikalarımı harcadım. Paulo Coelho kitap boyunca yaptığı derin düşünce provokasyonlarıyla iyi iş çıkarmış, bu nedenle Simyacı kesinlikle okunması gereken bir kitap diyebilirim. Keyifli okumalar diliyorum…

“-Peki, dünyanın en büyük yalanı ne?  -Ne mi? Hayatımızın belli bir anında, yaşamımızın denetimini elimizden kaçırırız ve bunun sonucu olarak hayatımızın denetimi yazgının eline geçer. Dünyanın en büyük yalanı budur.”

“Gizin kökü şimdidedir; şimdiye dikkat edecek olursan, onu iyileştirebilirsin. Ve şimdiyi iyileştirebilirsen, daha sonra gelecek olan da iyi olacaktır. Her gün kendisiyle birlikte ebediyeti getirir.”              


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder