Gerçek Vikinglerin yaşadığı bir adacık hakkında…
Herkese Selamlar,
Bu seride blog
sayfamda paylaşmak istediğim, okuduğum araştırdığım konuları paylaşıyorum. Bu
seride daha önce paylaşmış olduğum The Five Deeps, 10TL’nin Diğer Yüzü, FarklıMaddelerin Ölümcül Tarihi ve Gürleyen Ejderhalar Ülkesi gibi yazılarıma da göz
atabilirsin. J
İceland yani İzlanda benim kişisel olarak da, Crossfit sporu dolayısıyla, hayranı olduğum bir ülke. Bu dönem aldığım bir ticaret dersi kapsamında da ekonomi bazlı olarak İzlanda’yı inceleme fırsatı buldum. Elbette bu yazı içerisinde ekonomiden ziyade daha çok ilginç noktalarını sizlere anlatmaya çalışacağım. Öncelikle buraya bir İzlanda profili bırakıyorum…
İzlanda, Atlas Okyanusu’nun kuzeyinde bir volkanik ada
üzerinde kurulmuş Avrupa ülkesidir. Çevresinde birçok küçük adanın bulunduğu
ülkenin en ilginç özelliklerinden bir tanesi ise ısınma ve elektrik enerjisinin
%85’ini ülke içerisinde bulunan sıcak su kaynaklarından yani gayzerlerden
üretmesi olarak karşımıza çıkıyor. Bu tabirlere yabancı olanlar için şu şekilde
açıklamak gerekirse, ülkenin belirli bölgelerinde dondurucu soğuğa rağmen sıcak
su akıyor. Hem de hiçbir şey yapmadan. Yanardağlar sayesinde ısınan bu sular
ise İzlanda ülkesine enerji olarak geri dönüyor diyebiliriz. En yakın komşuları
Grönland, Norveç ve İngiltere olan İzlanda’nın tarihi hakkında ise iki tane
popüler efsane var denilebilir.
Bu efsanelerden ilki İzlanda’nın Danimarkalı çiftçiler
tarafından keşfedilmiş olması. Bu efsane çerçevesinde ise İzlanda’nın Viking soyundan
gelmediği savunuluyor. Bunun karşıt efsanesi ise, İzlanda’nın Danimarkalı
kahinler tarafından keşfedilmiş, sonrasında ise Vikinglerin İzlanda’yı
fethetmesi ile beraber Danimarkalı kahinlerin kaçması yönünde. Benim ise bu iki
efsaneden hangisine kendimi daha yakın hissettiğimin cevabını, Crossfit
izleyenler ve aşağıdaki fotoğrafı inceleyenler tahmin edebilir.
2020 yılı ile nüfusu 364.529 olan İzlanda oldukça izole bir
ülke. Ulaşım masraflarının çok fazla olması sebebiyle ülkede perakende
ihtiyaçları oldukça pahalı fakat kişi başı milli gelir de bir o kadar yüksek.
Ülkenin ise en büyük ihracat kaynağını, tahmin edilebileceği gibi balıkçılık ve
balık ürünleri oluşturmaktadır. İthalatta ise elektronik cihazlar, makinalar ve
motorlar en yüksek payı alıyor.
Bu çerçevede son olarak bahsetmek istediğim konu ise İzlanda’nın
hidrojen ile enerji elde etmesidir. Bu proje asıl olarak hidrojenle oksijeni
elektrokimyasal bir süreçle birleştirerek ısı ve enerji elde etmeyi amaçlıyor.
Hidrojenle enerji elde etmenin, petrol veya gaz gibi fosil enerji kaynaklarına
göre yanıcı olmaması gibi avantajları var. İzlanda’nın başkenti olan Reykjavik’te
de 3 otobüs ve bir gemi şimdiden hidrojen kullanarak çalışıyor.
Yeni gelişen bir enerji sistemini geliştirmek oldukça maliyetli ve zor olsa da, İzlanda bu konuda bir hidrojen merkezi olmayı amaçlıyor. Sadece 364bin kişilik bir nüfusu bulunan bu izole ülke hakkında açıkçası benim söyleyeceklerim şimdilik bu kadar. Umarım bu kısma kadar okuyan herkes bir şeyler öğrenmiş veya iyi zaman geçirmiştir. Serideki diğer yazılarıma göz atmayı unutmayın, görüşmek üzere J
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder