Tick, Tick... Boom! / Lin-Manuel Miranda / Film Yorumu #29

 

Netflix’in yeni rock müzikali Tick, Tick… Boom! hakkında…

Yönetmenliğini Grammy ve Emmy gibi ödüllere sahip Lin-Manuel Miranda’nın yaptığı bir otobiyografik rock müzikali olan bu filmin başrolünde ise çoğumuzun The Amazing Spider-Man serisinden tanıdığımız Andrew Garfield yer alıyor.

Tick tick… Boom! 25 Ocak 1996 yılında vefat eden Amerikalı besteci ve oyun yazarı Jonathan Larson’ın hayatını anlatıyor ve aynı isimdeki bir müzikalden uyarlama. Yapımda ise Jonathan 30 yaşına girmek üzere olan birisidir ve oyun yazmaktadır. Bu sırada kız arkadaşı Susan ile bazı sorunlar yaşar ve yakın arkadaşı Michael rahatsızlanır.

30 yaşına girmenin verdiği üzüntüyle de bir yandan başa çıkmaya çalışan karakterimiz kalan hayatında bir kafede garson olarak geçirmek istemediği için artık yeni bir aşamaya ulaşmaya çalışıyor. Yazmakta olduğu Suberbia isimli müzikal ile Broadway’e çıkmayı hayal eden bir karakterin yaşam mücadelesini izliyoruz.  

Filmin temposu oldukça yüksek başlıyor ve düşmeden devam ediyor. Film boyu müzikler Jonathan’ın hayatına eşlik ediyor ve bize hikayesini esprili bir şekilde anlatıyor. Filmde hepimizin hayatında ortak bir kaygı olan “bir noktaya ulaşma” kaygısını oldukça açık bir şekilde görebiliyorsunuz. Jonathan karakterini canlandıran Andrew Garfield ise mükemmel oyunculuğu ile izleyenleri filme bağlamayı başarıyor. İzleyip izlememekte tereddütte kaldıysanız kesinlikle izlemenizi tavsiye ettiğim, müzikal olmasına karşın oldukça yoğun ve akıcı bir temposu bulunan bu filme benim puanım “İkinci kez izlerim.” oldu. İyi seyirler…

FilmMetre

5- İkinci kez izlerim.

4- Arkadaşıma tavsiye ederim.

3- Boş zamanımda izlerim.

2- Daha iyi şeylere vakit ayırabilirdim.

1- Düşmanım bile izlemesin.