12 Ağustos 2018 Pazar

İlginç Kıyamet Planımız / Genel #02




   Bir gün ya güneş ölürse? Ya da kıyamet koparsa? İnsanlığın bu durum için nasıl planları var? Gelin size hayalî fakat bir o kadar da eğlenceli ve gerçekçi olması ileride muhtemel olan bir fikri anlatayım…


   Öncelikle şunu belirtmeliyim, bu yazıyı Popular Science dergisindeki En Uzun Yolculuk yazısından esinlenerek hazırlıyorum. Kendisi severek takip ettiğim bir dergi olmakla birlikte bu yazıyı okuduktan sonra internet üzerinde pek fazla Türkçe kaynak bulamadığım için kısaca size “Nesil Gemileri” fikrini anlatmak istiyorum.

   Peki, neden bilimkurgu filmlerinde ve kitaplarında bahsedilen bu durumda nesil gemilerine ihtiyacımız var? Çünkü güneşe en yakın yıldıza yani Proxima Centauri’ye ulaşmamız ışık hızında yol almamız durumunda bile (ki bu durum şu an için mümkün değil) 4yıl sürer. Olası bir durumda yüzyıllar sürebilecek bir yolculuk insanlığı bekliyor demektir, işte bu yüzden nesil gemileri fikri önemli.











   Yukarıda bir örneğini gördüğünüz nesil gemisinde neler planlanıyor merak ediyorsan yazıya devam etmelisin. J Elbette uzay algılayamadığımız kadar büyük ve tahminlerimizin ötesinde tehlikeli, yani nesil gemisinin başına gelebilecek tonla bela durumla karşı karşıya gelinebilir.

    Geminin nasıl ilerleyeceği konusunda en ilginç fikir 94 yaşındaki İngiliz teorik fizikçi abimiz Freeman Dyson’dan gelmiş. Nesil gemisinin arkasında atom bombası patlata patlata iteriz gemiyi diye düşünülmüş. Ne kadar güvenli orası tartışılır. J


   Yaklaşık 160 kişilik bir insan topluluğu ile yaklaşık 200 yıl boyunca genetik çeşitliliği bozmadan sürekliliği sağlayabileceği düşünülüyor. Sadece insan da değil küçük bir hayvanat bahçesinin hem zihinsel olarak bizlere yardımcı olacağı hem de bağışıklık sistemimizi koruyacağı da söz konusu.



   Bu kadar canlının atıkları ne olacak? Tabi ki geri dönüştürülecek, sonuçta yolda su bulma şansımız yok bu yüzden mükemmel arıtma sistemlerine ihtiyacımız olacak. Yemek ihtiyacımızı ise nesil gemimiz içerisinde kuracağımız çiftliklerden karşılayacağız sonuçta yüzyıllarca yetecek yiyeceği yanımızda depolayamayız. Dışkıları ise bu çiftliklerde gübre olarak kullanmak için bir sisteme ihtiyacımız olacak. NASA zaten uzayda bitki yetiştirme sistemleri üzerine uzun zamandır çalışmalar yapmakta, belki bir gün bunun hakkında da bir yazı yazabilirim, bu konuda başarılı ve başarısız çok ilginç deneyler bulunmakta.

   Dünyadan soyutlanmış 160 kadar insanın yüzyıllarca bir gemi içerisinde yaşamasından bahsediyoruz, her ne kadar içerisinde eğlence alanları, spor merkezleri vb. yerler olsa da insanların birbirleri arasında dinsel veya toplumsal yapılanmalara karşı koymak oldukça güç bir durum. Kariyer konusunda da dünyada olduğu kadar çok seçenekleri olmayacak sonuçta, her alanda kısıtlı seçim hakları olmak zorunda. Hatta eş seçiminde bile bu durum geçerli, genetik çeşitliliğin sağlanması için genetikçi tarafından düzenlenen ilişkiler romantizmi öldürebilir.


   Uzayda bağışıklık sistemi zayıflayabileceğinden bir revire ihtiyacımız da olacak. Ayrıca eğer yolculuk başarılı geçerse Proxima Centauri’de sağlıklı bir nüfus sağlamak için 20.000 kadar kişi gerekiyor. Bunun içinde dondurulmuş insanlar ve embriyolar taşımak fena bir fikir olmayabilir.

   Son olarak da uzay şartlarından nesil gemisini yani insanlığı koruyacak bir koruyucu kalkana ihtiyacımız olacak. Ayrıca bu planın patlaması, başarısız olması, durumunda galakside sürekli kendi kendine çoğalan bir robot sistemini nesil gemisi ile yollayabilir ve bizlere yeni yuvalar bulup hazırlayabilirler.

   Okuduğumda her zaman olduğu gibi beni etkisine alan bu ütopik fikri paylaşmak istedim. Şu an her ne kadar bize ütopik gözükse de ileride belki de gerçekleşecek, filmlerde izlemeye kitaplarda okuyamaya doyamadığımız bir fikri bu şekilde inceledikleri için Popular Science dergisini seviyorum.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder