Herhangi bir alışveriş mağazasına gittiğinizde
aldığınız herhangi bir ürünün birden çok onaydan geçtiğini görebilirsiniz.
Fakat bu durum her zaman böyle değildi ve sonuçları çok ağır oldu…
Bir alışveriş
mağazasından alabileceğinizi düşündüğünüz en ölümcül maddenin sigara olduğunu
düşünebilirsiniz ilk bakışta fakat durum bu değil. Hatta sigara ilk zamanlarda
diş hekimleri ve doktorlar tarafından tavsiye edilen bir zehirdi diyebilirim
fakat bu yazıda size sigaranın tarihini anlatmayacağım çünkü sigaranın tüm
pazarlama tarihini dinleyebileceğiniz harika bir videoya buraya tıklayarak
ulaşabilirsiniz. Ben daha çok insanların fark etmeden zararına uğradıkları
birkaç madde hakkında bilgi vermek istiyorum.
Radyum kelimesini
duyduğunuzda bile şu anda size tehlikeli geliyor olabilir. Marie Curie
zamanında ise durum hiç böyle değildi. Her ne kadar yaptığı radyoaktivite
deneyleri kendisine Nobel Ödülü’nü kazandırsa da yine aynı madde kan kanseri olmasına
yol açarak ölümüne sebep olacaktı. Radyumun zararlarını bilmediği için yaydığı
ışığı seyretmek amacıyla yatak odasına kadar sokmuştu radyumu. Bundan sonraki
zamanlarda her ne kadar radyoterapi ile radyumun sağlık için kullanılması
yaygınlaştıysa da tehlikesi tam olarak anlaşılamamıştı. Öyle ki çeşitli
kozmetik ürünlerinin içlerine bile konulmaya başlanmıştı. Karanlıkta parlayan
saatler üreten Waterbury saat fabrikasındaki çalışanların çok fazla kansere
yakalanma sebeplerinin radyumlu boyalar olduğu anlaşıldı. Çalışan kadınlara
radyumlu boyalar bulaşıyordu ve hatta kalan boyayı kadınlar yüzlerine ve
saçlarına sürüyorlardı çünkü radyum ışıltı saçmalarını sağlıyordu. Radyumun
tehlikeli olduğu anlaşılana kadar çok can aldı.
Nasıl bu kadar can
aldı? Diye merak ederseniz, o dönemde radyumun sağlıklı olduğuna o kadar çok
inanıldı ki radyumlu su içilmeye başlandı. Bir gün öncesinden radyumlu sürahiye
suyu dolduruyordunuz ve diğer gün içtiğinizde yaşlanmayı önlemekten cinsel gücü
arttırmaya kadar her şeyin ilacı olduğuna inanıldı, sonrasında ise bu radyumlu
suyun hapları bile yapıldı.
Parlayan dişler o
dönemde de önemliydi. Bunun için toryumlu diş macunu bile çıkarıldı. Sadece
bununla da bitmedi. Aynı şekilde toryum ve radyum içeren rujlar ve pudralar da
dermatologların tavsiyesi olarak piyasaya sürüldü. Radyoaktif sigaralar dahi
çıkarılmaya başlandı, tabii radyumun bu denli tehlikeli olduğu anlaşılana dek.
Kurşun askerlerin
zamanında büyük tehlikelere yol açtığını duymuş olabilirsiniz. Bunun sebebi
elbette kurşun temelli boyalardı. Çoğu ülkede yasaklansa da uzun bir süre evlerde
yer edindi bu oyuncaklar. Fakat günümüzde bile kozmetik malzemelerinde bulunan
kurşun eski zamanlarda çok daha yoğun olarak kullanılıyordu. Solgun bir cilt görünümü
bir varlık ve zarafet simgesi olarak kabul edildiği için kadınlar kurşun
temelli fondötenleri tercih ediyorlardı. Kurşun cildi bozduğu için her
seferinde daha fazla kullanmaları gerekiyordu ve kurşun zehirlenmesi yüzünden öldüğü
düşünülen isimlerden biri olan Kraliçe 1. Elizabeth gibi çok fazla insan kurşun
yüzünden öldü.
Kurşunun bu derece
tehlikeli olduğunun farkına varıldıktan sonra arsenik kendisini gösterme
fırsatı bulmuş. Ciltteki çilleri ve yara izlerini geçirdiğini söylenen arsenik
katkılı ürünler üretilmeye başlandı hatta kıyafetler bile. Arsenik cildin
solgun görünmesine neden olarak bir süre sonra insan hücrelerine zarar vererek
ölüme yol açıyordu. Cıva ise günümüzde dahi bazı kozmetik ürünlerinde
kullanılmaya devam edilen, solunumla dahi birçok soruna yol açabilen bir madde.
Peki ya sadece
kurşun askerlerle mi kaldı oyuncaklardaki tehlikeler? Elbette kalmadı. Yazıyı
daha fazla uzatmadan kısaca değinmek gerekirse içerisinde potasyum nitrattan
uranyuma kadar her şey bulunan bir çocuğun patlamaya hazır bir bomba
yapabileceği veyahut radyoaktif malzemelerle deneyler yapabileceği tehlikeli
oyuncak setleri satılıyordu. Günümüzde olduğu gibi plastik değil gerçek oyuncak
mutfaklar satılıyordu. Öyle ki 300dereceye ulaşabilen oyuncak fırınlar elbette
güvenli değil tehlikeliydi.
Yakın gelecekte de
böyle maddeler ile karşılaştığımızı hatırlatmak istiyorum. Buna örnek olarak
pet şişelerde kullanılan BPA maddesinin ne kadar tehlikeli olduğunu yeni
öğrendik sayılır. Henüz tehlikesini tam olarak anlayamadığımız maddelerde mevcut.
Son bir yıl içerisinde popüler olmaya başlayan elektronik sigaraları ve bir
türlü kesin bir karara varılamayan tatlandırıcı maddeleri buna örnek olarak
gösterebiliriz. İleride hayatlarımıza ne kadar büyük hasar verebileceklerini
henüz bilmiyoruz. Sonuç olarak bir yararının da olmadığını bildiğimiz maddeleri
mümkün olduğunca kullanmamak, uzak durmak ve bilinçli bir tüketici olmak bizlerin
sorumluluğu altında…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder