20 Aralık 2019 Cuma

The Big Bang Theory / Chuck Lorre / Dizi Yorumu #7




   Güzel bir garson, dört üstün zekâlı arkadaş ve bozuk bir asansörün 12 sezonluk komik hikâyesi…

   The Big Bang Theory tam olarak bundan ibaret dersem yalan olmaz. 2007’de yayınlanmaya başlamış farklı bir sit-com. Yazarları Chuck Lorre ve Bill Prady. Chuck Lorre’nin daha önce Darmaduman adlı dizisini konu almıştım. İkisi de sit-com türünde olmasına rağmen yapılan komedinin türü çok çok farklı. Eğer Marvel evrenini seviyorsanız, az çok fizik, uzay veya astronomi ile ilginiz var ise bu dizideki şakaların hoşunuza gideceğine eminim. Popüler kültürü de içine alarak hem bu konularla ilgilenenleri hem de çok fazla ilgisi olmayan topluluğu güldürmeyi başarabilen 12 sezon 280 küsur bölümlük zevkli bir yapım.

   İşin eğlencesini kaçırmak istemediğim için çok kısa şekilde ipucu vermeden konusuna değinmek gerekirse, iki ev arkadaşı Sheldon ve Leonard evlerine geldikleri bir öğlen arası yeni komşuları Penny ile tanışırlar. Leonard’ın Penny’yi görür görmez beğenmesi ile maceramız başlar. Sezonlar boyu sağlam arkadaşlık ilişkisinin ve bilim çevresinde işlenen komedi unsurlarını izleriz.


   Diziyi izlemeye başlayınca farklı yapısı yüzünden ilk birkaç bölüm biraz garipseyebilirsiniz fakat sonrasının çok zevkli geçeceğini söylemek istiyorum. Karakterleri canlandıran oyuncuların gereğinden fazlasıyla iyi olmalarının yanında konuk oyuncu listesi bakımından en başarılı dizilerden biri ile karşı karşıyasınız. Diziye sezonlarca katılan ve geçen sene aramızdan ayrılan Stephen Hawking gibi önemli bir isim diziye sezonlarca konuk oluyor ve esprileri inanılmaz. Star Trek izleyenlerin bildiği bir isim olan Wil Wheaton’da sezonlarca dizide oyuncu olarak yer alıyor. Bu isimlerin yanında Elon Musk, Bill Gates, Buzz Aldrin ve Nobel ödülü sahibi bir sürü insan konuk olarak diziye gelenler arasında yer alıyor. Her bölümü 20 dakika ve altında olan bu diziye bir şans vermenizi tavsiye ediyorum, sonrası su gibi akıp gidiyor zaten. 


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder