Siz hiç 150 kilo
oldunuz mu? Sizin hiç yabancı bir ülkede bavulunuzu kaybettiğiniz, sabahları
mısır gevreğine bira döküp hayatta kalırken günlerce tek kelime bile
konuşmadığınız, dayak yedikten sonra girdiğiniz komadan bir gözünüzü kaybetmiş
olarak çıkıp tekrar parklara döndüğünüz, annenizi kaybettikten sonra hapiste
yatarken babanızı kaybettiğiniz oldu mu? Benim oldu. Peki ya sonra o yabancı
ülkenin dilinde şakır şakır konuşup hatta seslendirme yönetmenliği bile
yaptığınız, o ülkedeki filmlerde başrol oynadığınız, 70 kilo verip filinta gibi
olduğunuz, yeni ve mutlu bir hayat kurduğunuz, elinizi attığınız her işi altın
yumurtlayan tavuğa çevirdiğiniz, her saniyenizi gülümseyerek geçirdiğiniz,
hayatta istediğiniz her şeyi elde etmeye başladığınız oldu mu? Benim oldu. Nasıl
mı? Gelin anlatayım...
Yukarıdaki bu paragraf
kitabın arka kapak yazısı, kitabı ilk defa eline alıp okuyanlar için oldukça
meraklandırıcı, başarılı yazılmış bir yazı. Yazarı Aykut Oğut’un kendi hayat hikâyesinden
anekdotlar vererek okuyucularına felsefesini anlattığı bir kişisel gelişim
kitabı “Evrenden torpilim var!”
Genellikle kişisel
gelişim kategorisinde yazarlar birbirlerinden biraz fazlasıyla
etkilenebildikleri için kitaplar birbirlerinin aynısını anlatır. Herhangi bir
kurgu için aynı durum tamamen kopya olmadığı sürece mümkün olamaz. Bu yüzden
kişisel gelişim kitaplarının büyük çoğunluğu birbirine benzer ve sıkıcıdır. Bu
duruma bende katıldığım için bu türde kitapları yorumlarken öncelikle
beğenmediğim onlarca kısımdan bahsederek okuyanları sıktığımı düşünüyorum, bu
sefer tam tersini deneyeceğim.
Pekâlâ, kitap ile
ilgili beğendiğim en büyük nokta yazarın “aslında ‘istediğiniz şeye mi?’ yoksa ‘onun
olmaması’ ihtimaline mi aitsiniz?” dediği kısım. Çevremde çok fazla örneğini
gördüğüm bir olay bu insanlar o hayalini kurdukları arabalara, evlere,
telefonlara, gezmek istedikleri ülkelere vs. öyle bir bakış açısı ile bakıyorlar
ki zaten sahip olamayacaklarını kabul etmiş, bu konuda herhangi bir aksiyonda
bulunmanın gereksiz olacağını düşündükleri gibi tüm gün boyu yine de bu
isteklerinden konuşup kendilerini mutsuz etmeye uğraşıyorlar. Elbette sosyal
sistemin dayattığı gibi herkesin büyük bir hayali olmak zorunda değil, belki de
olmamalı fakat önemli konu şu ki eğer böyle bir nihai amacın varsa ve
ulaşamayacağına inanıyorsan dahi her dakikanı bunun hakkında konuşarak
harcamaman gerektiğini öğretiyor diyebilirim kitap. Sonuçta gelecekte olmasını
istediğin bir şey için gelecekte değil şu anda yaşıyorsun ve yaşadığın bu anın
kıymetini bilmelisin.
Kitapta vurgulanan
ve bir diğer sevdiğim nokta ise pozitif olmanın etkisi. Şimdilerde doktorlar
dahi söylüyor pozitif insanlar daha çok yaşıyor gerçekten. Kötü bir durumla
karşı karşıya kaldığında bile olayın pozitif tarafını görebilen insanlar olmak
gerçekten önemli. Artık günler eskisi gibi yavaş değil, gün içerisinde bir sürü
olumlu/olumsuz olay ile karşılaşabiliyoruz, beynimize çok fazla girdi var, en
küçük olumsuzlukta dahi etkilenmektense pozitifte kalmanın hem ruh hem beden
sağlığı açısından önemli faydaları olduğu kesin. Evi yandığında “Sigorta yoktu
ne yapacağım ben şimdi?” diyerek saçlarını yolan adam yerine kafaya takmayıp “Zaten
eskimişti ev, bir yolunu buluruz.” Diyebilen biri olmak önemli, her ne kadar bu
abartı bir örnek bile olsa.
Bu sefer kitabın beğendiğim noktalarını oldukça uzun uzun anlattığımı düşünüyorum. Beğenmediğim kısımları ise oldukça kısa geçerek
kitaptan kimseyi soğutmadan bitirmek istiyorum. Sonuçta bir kitabın beğenmeyeni
kadar beğeneni de var. Kitapta evren ve enerji ikilisi oldukça fazla şekilde
bazı egzersizlerle beraber anlatılmış. Açıkçası benim ilk defa evrene enerji
göndermek gibi bir temayı ele alan bir kitap okuyuşum oldu fakat pek hoşuma
gitmedi. Yani tamam evrene pozitif enerji gönderelim gayet güzel ama neredeyse
250 sayfa boyunca enerji göndermek okuyanı sıkıyor. Son olarak belki sadece
bana böyle gelmiştir fakat bu şekilde bir anlatımın okuyanı tembelliğe ittiğini
hissettim ben, yani evrene enerjimizi yine gönderelim fakat oturduğum yerde
gönderdiğim enerji ile nereye kadar, her şeyi enerji göndererek halledebilsek
yerimizden kalmazdık, harekete geçmenin ve isteklerin için enerji göndermekten
öte çabalamanın önemini de vurgulanmasını isterdim açıkçası. Her kitap gibi
olumlu ve olumsuz kısımları olan bir kitap, eğer çok zamanınız varsa ve düşünme
şeklinizin hayatınıza nasıl etki ettiğini birkaç örnekle ve samimi bir
anlatımla okumak isterseniz deneyebileceğiniz bir kitap.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder