2017 yılında izlediğim en iyi spor
belgeselini anlatmak istiyorum. Nike markası tarafından maraton mesafesinde 2 saat
bariyerini kırmak için 2016’da oluşturulmuş bir proje Breaking2.
İsveçli oyun yazarı ve film yönetmeni olan Ingmar Bergman’ın
Yedinci Mühür(1957) filmini spoiler vermeden anlatmaya çalışacağım. Benim gibi
sinema konusunda acemi olup da, siyah-beyaz ve 1957 yapımı olduğu için tereddütte
kalanınız varsa gözü kapalı izleyebileceği insanı sıkmayan bir film olduğunu
baştan söyleyeyim.
Uzun zamandır
çevrilmesini beklediğim bir kitaptı. Her ne kadar çevrileli ve ben kitabı alalı
altı ayı geçse de sonunda okuma fırsatı bulmuş oldum. Keşke geciktirmeseymişim dediğim, bana çok
şey öğreten bir kitap oldu.
Geçtiğimiz nisan ayını vejetaryen olarak geçirdikten sonra
bu ay her gün için bir fotoğraf çekmeye karar verdim. İlk önce 30 günlük
vejetaryenlik deneyimlerimden bahsetmek istiyorum.
Pazar sabah saat
sekiz civarı, babamla bitpazarındayız. Ocak ayı ama Antalya’da kolay bulunmayan
bir soğuk var. Babamın gözleri çalgı aleti arıyor, otuz beş yıllık alışkanlığı
sonuçta. Ben niye geldiğimi bilmiyorum, ortamı çekici geliyor nedensiz bir
şekilde. Kimi para kazanmanın derdinde kimi de önündeki haftayı nasıl
geçireceğinin.
Uzun zamandır
denemek istediğim bir olaydı vejetaryen beslenme biçimi. Nisan ayının
başlamasına iki gün kalmışken neden nisan ayında uygulamıyorum dedim ve ayın
başında vejetaryen olarak beslenmeye başladım. Bu yazıyı da ayın başında yazmak
isterdim elbet fakat vize sınavlarından dolayı bugüne aksamış oldu. Gelelim
vejetaryenlik olayına, başlamadan önce biraz araştırdım vejetaryenliğin ne
olduğunu, ayrıntıya girmeden açıklayayım.
Runatolia
2017’de yarı maraton mesafesini nasıl koştuğumun hikâyesini anlatmaya
çalışacağım size sıcağı sıcağına yarışı bitireli henüz altı saat oldu. Aslında
isteğim maraton mesafesini koşmaktı fakat antrenmanları aksatınca yarı maraton
mesafesine indirmek zorunda kaldım yarıştan yaklaşık bir ay önce. Geleyim ilk
yarışımın nasıl geçtiğine…
Açıkçası lise
yıllarımdan beri kitaplarını tekrar tekrar okuduğum bir yazar Erdal Demirkıran.
Kendisi düşünce biçimiyle fazlasıyla örnek aldığım ve beni her okuduğumda
derinden etkileyen bir yazar.