19 Nisan 2017 Çarşamba

Gerçek Hesap Bu! / Nejat İşler / Kitap Yorumu #19



Gerçek Hesap Bu! – Nejat İşler

   Pazar sabah saat sekiz civarı, babamla bitpazarındayız. Ocak ayı ama Antalya’da kolay bulunmayan bir soğuk var. Babamın gözleri çalgı aleti arıyor, otuz beş yıllık alışkanlığı sonuçta. Ben niye geldiğimi bilmiyorum, ortamı çekici geliyor nedensiz bir şekilde. Kimi para kazanmanın derdinde kimi de önündeki haftayı nasıl geçireceğinin.
Üçüncü gelişim olması lazım, ilk defa hareket etmeyen bir insan topluluğu görüyorum. Babam merak ettim diyerek öncülük ediyor, katılıyoruz topluluğa. Kova yaması satan bir amca var ortada. Su dolu kovayı dakikada on kez delip yamalıyor. Fakat bunu yaparken ki vücut hareketleri ve sözleri karşısındakini suçlu hissettiriyor. Amca karşısına geçenle göz teması kurup, yamanın hünerlerini gösterirken karşısındakini sorguluyor “Gördün mü?”, “Gördün abim.”, “Çok mu pahalı 5TL?”, “Yarın bir gün lazım olur haksız mıyım?” diyerekten. Göz teması kurduğu adamda kaçamıyor alıyor birer ikişer. Ben amcaya hayranlıkla bakarken 10-15 dakikada 200 civarı hasılatı attı eskimiş bel çantasına. Kendime gelince babamın yanımda olmadığını fark ediyorum. Biraz dolaşınca buluyorum babamı, kendisinin antika olduğunu iddia ettiği, toz toprak kaplı bir eski tip nargile parçası alıyor. Bir iki tezgâh ötedeki kitapları gösteriyor babam, ilgimi çekmiyor yeni kitap alışverişi yaptığım bir zaman, babam gidip kitapları karıştırıyor başlıktaki kitaba gelince de “Bu pezevengi okuma. ”diyerek yan tarafa atıyor. (Genelde ilgi alanına girmeyen hepsine aynı sözcüğü kullanır.) Babam öyle deyince yapışıyorum kitaba, ölüm kalım meselesi oluyor benim için. J Bakıyorum arada birkaç iyi kitapta var üç kitabı on liraya pazarlık edip alıyorum. Daha doğrusu tezgâhtaki teyze o kadar hızlı konuşuyor ki dört veya beş kez “Üçü 15 yaparım. “demesine rağmen ben anlamayınca elleriyle on diye gösteriyor, alıyorum kitapları. Babam arkama dönünce dalga geçiyor benimle “İki kelimeyi anlayamadın. “ diye. Bende hiç aklımda yokken, herkesin bildiği malum filmden tanıdığım adamın kitabını almış oluyorum.

   Kitap Can Yayınları’ndan çıkmış. Kitapta ara ara Nejat İşler’in anlattığı konu ile ilgili fotoğrafları var, bazen de büyük fontlarla yazılmış sözleri var. Kitaba gelince, kitapta yazar birinci ağızdan kendini hayatını anlatıyor. Ben başlamadan önce bütün kitabın oyunculuk kariyeri üzerine olmasından korkuyordum fakat kitabın son 40-50 sayfasına sığdırmış bu bölümü diyebilirim. Kendisi ile başlıyor kitaba Nejat İşler. İsminin hikâyesinden, çocukluğuna ve anılarına doğru gidiyor anlattığı kısa kısa bölümler. Kitabı okunur yapan ise bunları yazarken samimi bir dil kullanması. Farklı bir şey denemeden sade hatta biraz argo bir dil kullanmış. Son kısımlara kadar bugün ki Nejat İşler olmadan önceki hayatını gösteriyor bize yazar. İlk aşkını, ilk işini ve çektiği sıkıntıları anlatıyor fazla sıkmadan kısaca. Arada komik bölümlerde var, kişiyi etkileyebilecek cümlelerde. Oyunculuk kariyerini anlatmaya başladığında izlediğim tek filmi hakkında bir şeyler yazıp yazmadığını acayip merak ettim. Bunun sebebi malum filmdeki atmosferin kitapta da devam etmesiydi. Kitabın en son kısımlarında malum filmle ilgili birkaç ilginç bilgi öğreniyoruz. Kitabı alma hikâyem kitabı anlatmamdan uzun oldu, farkındayım ama anlatı türündeki bir kitabı da spoiler vermeden anlatmak diye bir olay yok. Biraz fikir vermiştir eminim. Not aldığım iki alıntı ile bitiriyorum.

    “Zira isim, biri seslendiğinde dönmemize yarayan bir sedadan başka bir şey değildir…”

    “Zaman nefes almakla geçen günler değil, birinin aklında olmakla ilgili biraz…”


                                                                                                                                Nejat İşler

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder