Uzun zamandır
denemek istediğim bir olaydı vejetaryen beslenme biçimi. Nisan ayının
başlamasına iki gün kalmışken neden nisan ayında uygulamıyorum dedim ve ayın
başında vejetaryen olarak beslenmeye başladım. Bu yazıyı da ayın başında yazmak
isterdim elbet fakat vize sınavlarından dolayı bugüne aksamış oldu. Gelelim
vejetaryenlik olayına, başlamadan önce biraz araştırdım vejetaryenliğin ne
olduğunu, ayrıntıya girmeden açıklayayım.
Vejetaryenlik
denilen olay en kısa şekilde et yememek diyebilirim. Et, balık ve kümes
hayvanlarını tüketmeyenlere denir. Bunların bir de üç alt sınıflandırması var.
-Lacto Vejetaryenler: Vejetaryenliğe ek olarak yumurta da
tüketmezler. Süt ürünlerini tüketirler.
-Ovo-Lacto Vejetaryenler: Hem süt ürünlerini hem yumurta
tüketirler.
-Ovo Vejetaryenler: Vejetaryenliğe ek olarak süt ürünlerini
de tüketmezler. Yumurta tüketirler.
Benzer bir beslenme biçimi olarak vegan beslenme biçimi var.
Bu ise et yememenin yanında hayvansal tüm ürünleri de tüketmemek olarak
açıklanabilir
.
Birde pesketaryenlik denilen beslenme biçimi var. Kısaca
vejetaryenliğe ek olarak beslenmesinde balık eti yer alan kişiler diyebiliriz.
Kısaca bunları
açıkladım fakat şöyle bir bakınca ilk defa okuyan biri için çok saçma
geleceğine inanıyorum bunların. Bu yüzden ilk defa bu terimleri duyan birinin
aklına ilk gelen soruyu açıklayacağım. Neden? Neden bir insan durup dururken
kendisine böyle bir sınırlandırma getirsin diye düşünmek gayet normal. Bende
yıllar önce bunları duyduğumda aynı tepkiyi vermiştim. Kişiden kişiye değişse
de insanlar bu tür beslenme biçimlerini ahlaki, dinsel veyahut kişisel
sebeplerden dolayı hayatlarına adapte edebiliyor. Örneğin vegan bir insan
hayvanlar âleminin tüketim için sömürülmesini ahlaki olarak doğru bulmadığı
için bu beslenme biçimini benimsemiş olabilir. Başka biri ise sağlıklı beslenip
kolesterolünü kontrol altına almak için vejetaryen besleniyor olabilir.
Kısacası kişiden kişiye değişen bir olay bu, bir kişi vejetaryen ise eti
sevmediği için değil farklı sebepleri olduğu için bu yolu seçmiş olabiliyor.
Bana gelince ben denemek ve nelerin değiştiğini görmek için yapıyorum. Yazının
son kısmında şu ana kadarki tecrübelerimi ve ayın sonunda da nasıl geçtiğini
anlatacağım.
Yazıyı bitirmeden
vejetaryenlikle ilgili birkaç bilgi paylaşmak istiyorum. Dünyada 1 Ekim
Vejetaryenler Günü 1 Kasım ise Vegan Günü olarak kutlanıyor. Hatta ekim ayı
Dünya Vejetaryen ayı olarak kabul ediliyor. 2050 yılında yaklaşık 9 milyarı
vuracak açlık, susuzluk tehdidi var ve bunun tek çözümünün dünyanın vejetaryenliğe
yönelmesi.(Nedenini açıklardım fakat yazı yeterince uzun oldu merak edenler
için CO2 salınımı ile ilgili olduğunu söyleyeyim.) Dünyadaki en büyük
vejetaryen nüfus Hindistan’da bulunuyor. 400milyon ve çoğu lacto vejetaryen
nüfusu olan ülke dünyanın kalan ülkelerinden fazla vejetaryen nüfusa sahip.
Vejetaryen kadınların daha çok kız bebek doğurduğuna dair araştırmalarda var. J
Dediğim gibi sadece
merak ettiğim için başladığım bir olay bu. Çok büyük konuşmak istemiyorum fakat
sekizinci gün bitiyor vejetaryen beslenmeye başlayalı ve hiç özlemedim et
yemeyi desem yalan olmaz. Bu sebeple dışarda yemek yeme eğilimimde azaldı ki bu
işime de yaradı diyebilirim. Bakalım bir ay sonunda neler düşünüyor olacağım
her ay kendimle ilgili bir meydan okuma(challenge) yapmayı planlıyorum gelecek
ay görüşmek üzere…
Not: Son olarak
ilgimi çeken bir not bırakayım yanlış bilgi değilse Murathan Mungan da
vejetaryenmiş. J
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder