25 Temmuz 2017 Salı

Yedinci Mühür / Ingmar Bergman / Film Yorumu #2



   İsveçli oyun yazarı ve film yönetmeni olan Ingmar Bergman’ın Yedinci Mühür(1957) filmini spoiler vermeden anlatmaya çalışacağım. Benim gibi sinema konusunda acemi olup da, siyah-beyaz ve 1957 yapımı olduğu için tereddütte kalanınız varsa gözü kapalı izleyebileceği insanı sıkmayan bir film olduğunu baştan söyleyeyim.

  
   Bende herkes gibi kararsızlık yaşarken filmin konusunu okuduğumda ilgimi çekmesiyle izledim filmi. Film uzun yıllar boyunca Tanrı adına hiç bilmediği topraklarda savaşmış bir şövalyenin hikâyesi üzerinden insanın ölüm karşısında hissettiği anlamsızlığı ve bu kaçınılmaz sona rağmen sürdürdüğü anlam arayışını anlatıyor.

   Antonius Block yani başkarakterimiz silahtarı Jöns ile birlikte uzun yıllar “Kutsal Topraklar ”da savaşmıştır. Dini amaçlar uğruna, ölmeyi göze alarak, öldürmüş ve ölümler görmüştür. Savaştan dönerken de veba salgını olduğunu ve binlerce insanın bu yüzden öldüğünü görür. Bir deniz kıyısında mola verdiklerinde şövalye tanrıya yakarır. Antonius Blok bu sırada ölümü yanında bulur. Yıllar süren savaşlardan sonra Ölümün onu eve dönerken yakalaması oldukça trajiktir. Antonius Block bu kadar kolay teslim olmak istemez. Ölümü satranç oynamayı teklif eder. Ölüm ise kendinden emin bir şekilde bu teklifi kabul eder. Oyun devam ettiği sürece şövalye zaman kazanmış olacak, eğer ölümü mağlup edebilirse canı bağışlanacaktır.

   Bu kısımdan sonra şövalyenin hayatın anlamını ve tanrıyı sorgulayışını izliyoruz. Filmdeki objeler ve insanlar normalden farklı olarak bir fikri veya bir anlamı temsil ediyor. Daha fazla uzatmadan film hakkında birkaç ilginç bilgi verip konuyu kapatacağım ki filmi izleyebilesiniz. Film bir ay içerisinde ve oldukça düşük bütçe ile çekilmiş. Yönetmen filmin en ünlü sahnesi olan satranç sahnesini, eski bir kilisenin duvarındaki freskten ilham alarak filme eklemiş. Fresk, ıslak duvar üzerine madeni boyalarla resim yapma tekniğidir.  


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder