23 Eylül 2018 Pazar

Manhunt:Unabomber / David A. Rosemont / Dizi Yorumu #2




   Bir teröriste acıyabilir misiniz? Belki… Peki, bir teröristin fikirlerine sempati duyabilir misin? Gerçek bir insanın öyküsünü ele alan bu mini diziyi izlersen neden olmasın?

   Posta yoluyla insanlara bomba gönderen bir terörist olduğunu düşünün. Ne yapardınız? 1996 yılında yakalanan gerçek bir teröristin hayatını izliyoruz Manhunt:Unabomber dizisinde. FBI’ın senelerce peşinde olduğu bir kişi “Unabomber”, sonrasında kadrolarına katılan “Adli Dilbilim” ile bombacının yakalanmasında önemli bir rolü bulunan isim ise FBI ajanı Jim Fitzgerald.


   Unabomber’in bir gün manifestosunun gazetelerde yayınlanmasını istemesi ile olaylar birbirini izliyor. Bunun yapılmaması halinde ise bombalı eylemlerine devam edeceği konusunda tehditler yağdırıyor. FBI ise bulabildiği her türlü ipucunu kullanarak ki buna adli dilbilim de dâhil Unabomber’i yakalamaya çalışıyor.

   Dizinin kısaca konusu bu şekilde diyebilirim. Diziye yeni başlayacaklar için uyarmak istediğim küçük bir konu var. Diziyi izlerken hem hikâyenin başını hem ortasını beraber izlemeye başlıyorsunuz, bu yüzden ilk bir iki bölümde biraz kafanız karışırsa sakin olun ve devam edin. J Diziyi izlemeye devam ettiğinizde bir teröriste neden sempati duyabileceğinizi ve neden her durumun uzaktan gözüktüğü gibi olmadığını anlayacaksınız. Adli dilbilim hakkında da biraz fikriniz olacağı bir kesin, açıkçası bana oldukça zekice geldi. Hatta diziyi izleyip teröristin kim olduğunu öğrendikten sonra belki bir delilik yapıp dizide yayınlanmasını istediği, Türkçeye dahi çevrilip kitaplaştırılmış olan manifestosunu okuyabilirsiniz. İyi seyirler…

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder