7 Kasım 2021 Pazar

Altered Carbon / Laeta Kalogridis / Dizi Yorumu #14

 














Netflix’in diğer dizileri iptal etmek uğruna çektiği, büyük bütçeli bilimkurgu dizisi Altered Carbon hakkında…

Altered Carbon, 2002 yılında çıkan aynı isimdeki romandan uyarlanan bir bilimkurgu dizisi. Kitabın yazarı Richard K. Morgan’ın yarattığı dünyayı bir Netflix dizisine dönüştüren Laeta Kalogridis, Amerikan bir cyberpunk havası yaratmış.

Dizinin başrolünde oldukça tanıdık bir isim olan Joel Kinnaman, James Purefoy ve Chris Conner gibi isimler yer alıyor. Dizinin ilk bölümlerinde oluşturulan bu yeni dünya düzeni anlatılmaya çalışılıyor. Kısaca, 25. Yüzyılda insanlık, galaksinin gerçek hakimi haline gelir. Galaksiler arası ışınlanma, sonsuz yaşam artık mümkün!

İnsanlar beyinlerindeki belleklerini başka bedenlere aktararak hayatlarına devam edebiliyor. Elbette, günümüzde de olduğu gibi burada da fakirler ile zenginler arası bir uçurum var. Sonsuza kadar yaşayabiliyorsun ancak yine de zengin olamıyorsun. Burada enteresan bir durum da mevcut pek tabii. Paranız varsa istediğiniz bedeni alabiliyor, hatta kendinize bedenlerinizin olduğu bir dolap ve belleğinizin sürekli yedeklendiği yani ölümsüzlüğü yakaladığınız bir uydu satın alabiliyorsunuz. Ancak fakirseniz belleğiniz zarar görürse ölüyor ya da yeni bir beden için binlerce zorluğa maruz kalabiliyorsunuz.









Zengin insanların sonsuza kadar yaşamaları ve fakir kesimden farklı avantajlara sahip olması ise bir süre sonra kendilerini tanrı seviyesinde hissetmelerini sağlıyor. Kendilerine Met diyen bu insanlar evlerini, eğlence merkezlerini ve genelevlerini dahi gökyüzüne kuruyor. Kendilerini tanrı olarak gören bu kesim insanlığın varlığından beri doğasında olan statü sembolünü bu şekilde karşılıyor. Elbette sonsuza kadar yaşamanın getirdiği birtakım dezavantajlar da mevcut. Şu andan itibaren sizin de sonsuz zamanınız olsa muhtemelen 500 yıl sonra sizin de karşılaşacağınız sorunlar bunlar. Dizi içerisinde de oldukça rahatsız edici sahnelerle gösteriliyor bundan dolayı izlememeyi tercih edebilirsiniz.

Ancak dizi ile ilgili görüşlerime gelecek olursam ben bir bilimkurgu dizisi olarak beğendim. Henüz kitabını okumuş kişiler içerisinden diziyi beğenen birini görmedim fakat tüm uyarlamalarda olduğu gibi bu dizinin de kitabı tamamen kapsadığını söyleyemeyiz. Bu nedenle okuyucular istediklerini bulamayabiliyor. Dizideki karakterlerin hikayeleri derin değil, kısa bir süre içerisinde çok fazla olay yaşanıyor ve neredeyse sadece başrollerimizin hikayelerini öğrenebiliyoruz. Dizi içerisindeki dünya ve olay örgüsü ise bana oldukça başarılı geldi. İzlerken sıkıcı hale gelmeye başlayan klasik ve basit bir Netflix dizisinin bir tık ötesine geçtiğini söyleyebilirim. Benim diziye puanım “Arkadaşıma tavsiye ederim.” oldu. Henüz izlemeyip şans vermek isteyenlere, iyi seyirler dilerim…

DiziMetre

5- İkinci kez izlerim

4- Arkadaşıma tavsiye ederim.

3- Boş zamanımda izlerim.

2- Daha iyi şeylere vakit ayırabilirdim.

1-Düşmanım bile izlemesin.

 


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder