1 Mart 2017 Çarşamba

Yaşamın Ucuna Yolculuk / Tezer Özlü / Kitap Yorumu #17



Tezer Özlü – Yaşamın Ucuna Yolculuk
   Uzun süredir tanışmak istediğim yazarlardan biri olan Tezer Özlü ile sonunda bu kitabını okuyarak tanışmış oldum. Öncelikle kitabı almadan önce dikkatimi çeken birkaç şeyi söylemek istiyorum. Tezer Özlü 1943-1986 yıllarında yaşamış ve çok genç yaşta(42-43) göğüs kanseri yüzünden yaşamını yitirmiş bir yazar. Zaman zaman belirli rahatsızlıklar yaşamış ve bunları da kitaplarına dökmüş. Tezer Özlü ’nün mezarı İstanbul Aşiyan mezarlığında, Ahmet Hamdi Tanpınar, Atilla İlhan, Özdemir Asaf gibi birçok yazarın mezarı da burada bulunuyor. Aşiyan kelimesinin ise ilk anlamı kuş yuvası, mezarlığın ismi insanın hoşuna gider mi? Benim gitti hayatımda ilk defa. Ben bu ismi yazarların düşüncelerinin özgürlüğü ile eşleştirdim. Çünkü yazarlar istediklerini yazabilirler, tamamen özgürler tıpkı kuşlar gibi…


   Kitaba gelince ilk defa okuduğum için yazarın anlatımı karşısında ilk bölümlerde afalladım diyebilirim. Benim okuduğumda hissettiğim durum şu oldu; Tezer Özlü kitabın ilk iki bölümünde olayları kendisi anlatmıyor. Her insanın kendi kendine konuştuğu durumlar vardır elbette işte kitabın ilk iki bölümünde ki zaten bu kitabın yarısı ediyor, Tezer Özlü ’nün içindeki kişi çıkıyor ortaya ve o anlatıyor bize olanları. Zaman zaman Tezer Özlü ‘nün kendisi de araya giriyor, hatta bazen de okuyucu da yanlarına alıyorlar ve o durumu yaşatıyorlar. Bazı cümleleri tekrar tekrar okumak zorunda kaldığım bir kitaptı. İlk defa okuduğum için olsa gerek bana oldukça ağır geldi ve bitirdikten sonra iki üç gün etkisinden kurtulamadım kitabın. Kitapla ilgili ne düşünüyorsun diyenlere cevap bile veremeyecek kadar etkisinde kaldım fakat sonradan kafama oturanlarla ilgili şunu söyleyebilirim ki Tezer Özlü ölmeden önce okunması gereken bir yazar. Kitapla ilgili hiç bilgisi olmayanlar içinde bir iki cümle ile ne anlattığını söylemeye çalışayım. Tezer Özlü ablamız Svevo, Kafka ve Pavese’nin (sevdiği yazarlardan üçü) hayatta kalan izlerini takip ederek hayatın anlamını ve nasıl yaşadığını anlatıyor. Bu yazarların mezarlarına gittiğinde yaşadıklarını gittiği şehirlerde yaşadıklarını ve en çokta kendi iç dünyasını gösteriyor diyebilirim. Okumaya başlayınca bu nasıl bir karamsarlık diye düşünebilirsin fakat bu karamsarlığın altında yatan yaşam sevgisini öylesine güzel işliyor ki Tezer Özlü birkaç gün etkisinden kurtulamıyorsun. En azından benim üzerimde yarattığı etki bundan ibaret diyebilirim. Kitaplardaki sözleri çizmek veya not almak çok becerebildiğim bir olay değil fakat öyle biriyseniz her yerini çizebilirsiniz kitabın çünkü çok derin, tek bir anlam çıkarılamayacak harika sözlerle dolu bir kitap. Kitabı almadan önce de çok duyduğum bir sözdü keşke bu kadar erken ölmeseydi Tezer Özlü. Böyle az sayıda kitabı olan ve kitaplarını beğendiğim yazarları okumaya kıyamıyorum bitince boşluğa düşecekmişim hissine kapılıyorum. Yaşı olmayan çok özgür bir kadın bence herkes okumalı bir kitabını.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder