Don't Die: The Man Who Wants to Live Forever – Bir Ölümsüzlük Arayışı Hakkında...
Netflix’te dikkatimi çeken belgesel "Don't Die: The
Man Who Wants to Live Forever" ya da Türkçe ismiyle “Hep Yaşa: Bir
Adamın Ölümsüzlük Arayışı” modern bilimin sınırlarını zorlayan bir insanın,
Bryan Johnson’ın, ölümsüzlük arayışını ekranlara taşıyor. Bu ilham verici
yapım, hem biyolojik yaşlanmayı durdurma çabalarını hem de insanın sınırsız
potansiyelini sorgulatan etkileyici bir hikâyeyi anlatıyor.
Belgeselin Konusu
Bryan Johnson, Braintree şirketini kurup PayPal’a sattıktan
sonra kazandığı büyük serveti, hayatını uzatmaya adıyor. Project Blueprint
adını verdiği yaşlanmayı geciktirme programı kapsamında, günlük yaşamını ciddi
bir disiplinle yönetiyor. Günde 100’den fazla takviye alıyor, titiz bir diyet
uyguluyor ve çeşitli ileri düzey tedavilerle biyolojik yaşını geri çevirmeyi
hedefliyor.
Özellikle, Johnson’ın babası ve oğluyla birlikte
gerçekleştirdiği yenilikçi plazma değişimi deneyleri ve gen terapisi gibi
yöntemler belgeselin en dikkat çeken anlarından. Ancak bu sıra dışı çabalar,
izleyicilere etik sorular da yöneltiyor: İnsan ölümsüzlüğü gerçekten
başarabilir mi? Bunun bedeli ne olur?
Bilimin ve Etik Soruların Kesiştiği Nokta
Belgesel, Johnson’ın uygulamalarının bilimsel altyapısını
detaylıca incelerken, uzman görüşlerine de yer veriyor. Çeşitli bilim
insanları, bu tür aşırı uygulamaların etkinliği konusunda şüpheci. Onlara göre,
hücresel yaşlanmanın tamamen durdurulması şu an için imkânsız gibi görünüyor.
Ayrıca Bryan Johnson bu deneyleri kendi üzerinde kontrollü olarak
gerçekleştirmiyor. Yani yaptıklarının işe yaraması durumunda hangi protokolün
işe yaradığı bilinemeyecek bir durum. Dolayısıyla hem örneklem sayısının az
olması hem de kontrolsüz bir deney olması, söz konusu deneyin sürdürülebilirliğini
azaltıyor.
Neden İzlemelisiniz?
"Don't Die: The Man Who Wants to Live Forever",
yalnızca bir bireyin ölümsüzlük arayışını anlatmakla kalmıyor; aynı zamanda
modern bilim ve teknolojinin, yaşamın sınırlarını ne kadar zorlayabileceğini
gözler önüne seriyor. Etkileyici görselleri ve ilham veren hikâyesiyle bu
belgesel, bilim, etik ve insanlık üzerine derinlemesine düşünmek isteyen herkes
için eğlenceli bir yapım olabilir. Benim belgesele puanım “Arkadaşıma tavsiye
ederim.” oldu. İzlemek isteyenler için iyi seyirler diliyorum.
FilmMetre
5- İkinci kez izlerim.
4- Arkadaşıma tavsiye ederim.
3- Boş zamanımda izlerim.
2- Daha iyi şeylere vakit ayırabilirdim.
1- Düşmanım bile izlemesin.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder