Yeni Ahit / Jaco Van Dormael / Film Yorumu #3

     Bu yazımda size yönetmenliğini Belçikalı Jaco Van Dormael’in yaptığı Yeni Ahit (Le Tount Nouveau Testament) filmini tanıtarak izleyenler içinde yorumlamaya çalışacağım. Filmin türüne “fantastik taşlama” diyebiliriz. Daha önce bu türde bir film izlemediyseniz konusunun dikkatinizi çekeceğine eminim, film hakkında ipucu vermeden anlatmaya başlıyorum.

    Belçikalı yönetmenin filmdeki konusu tanrı… “Tanrı, yani babam, önce Brüksel’i yarattı.” Cümlesiyle başlayan filmde tanrının erkekliği, kabalığı ve huysuzluğu ile fani surette görüyoruz. Brüksel’de eşi Tanrıça ve kızı Ea ile birlikte yaşamaktadır. Ea tanrının, yani babasının, yaptığı eylemleri onaylamaz ve karşı gelmek istemektedir. Bu amaçla “Yepyeni Ahit’i” yazmak için evden kaçan Ea’nın bu uğurda yaptıklarını, kendi sesinden dinler ve izleriz. Van Dormael’in ürettiği tanrı karakterinin her ne kadar alışılagelmişten uzak olduğunu görsek bile, tanrı tüm gününü ofisinde geçiren işkolik, görev ve sorumluluklarını anlamış olduğunu da görüyoruz. Eğer şu ana kadar birazcık olsun bu film ilginizi çektiyse hemen izlemenizi tavsiye ederim. Zira yazının kalanında filmdeki diğer ilgimi çeken noktalardan bahsedeceğim ve bunlar film ile ilgili ipuçları anlamına gelebilir.

    Filmin absürd komedi olmasının altında yatan en büyük sebepler tanrının oğlu yani İsa’nın evden kaçmış olması ve Ea’nın babasının kararlarına karşı çıkarak “Yepyeni Ahit” için 6 tane havari bularak annesinin beyzbol kartlarının sayısına çıkarması gibi unsurlar var. Belçika mizahının yanı sıra Ea’nın bulduğu her havaride başka bir düşünce işleniyor. İnsanoğluna ölümün bilincini vermek, gibi felsefi düşüncelerinde yüzeysel olarak, izleyeni sıkmadan mizah ile harmanlanarak verildiği bir filmden bahsediyoruz. Filmin sonunda ise belirli kalıpların dışına çıkılamadığının da tanrıça finalinden dolayı söyleyebilirim.

    Fazla uzatmadan önyargısız biçimde, hoşgörü ile birlikte absürd komedi olduğunun bilincinde olarak izlenebilecek bir film. Açıkçası ben sıkılmadan iki defa izlemiş bulunmaktayım. Belki ileride yönetmenin daha çok duyulmuş bir filmi olan Bay Hiçkimse (Mr.Nobody)’ yi de izleyip yorumlama fırsatı bulurum.